Duman
1 sayfadaki 1 sayfası
Duman
Rıza Kaan Tangöze - Batuhan Mutlugil - Ari Barokas - Alen Konakoğlu - Cengiz Baysal
Duman, 1999
Türk rock müziğinin son dönemdeki en kaliteli temsilcilerinden biri olan Duman’ın yolculuğu, 90’ların ilk yıllarında başladı. Sıradışı vokalleriyle büyük beğeni toplayan, grubun müziğine gitarıyla da katkı sağlayanKaan Tangöze, müziğe, 8 yaşında aldığı piyano dersleriyle başladı. Sonra ailesiyle birlikte yurtdışına taşınınca derslerini yarım bırakmış olsa da müziğe olan ilgisi hep onun yanında oldu. 14 yaşında rock müziğe ilgi duymaya başlayan Tangöze, ilgisini araştırmaya yöneltti ve bir gitar alıp akor öğrenerek kendi imkanlarıyla çalışmalarına başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde Türkiye’de çıkarmak istediği albümde yer alacak şarkıları hazırlayan Tangöze, o sırada Mad Madame adını taşıyan grubuyla Seattle ve Los Angeles’ta yayınlanan bazı koleksiyon albümlerinde yer aldı.
Tangöze Türkiye’ye döndüğünde o sırada Blue Blues Band ile çalışan Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas’ı gruba dahil ederek "Duman" adıyla yeni bir çıkışı müjdeledi. Mutlugil gitarda, Barokas ise bas gitarda Duman müziğinin yaratılmasına katkı sağlayacak, ayrıca geri vokallerle de Tangöze’ye eşlik edeceklerdi. Batuhan Mutlugil’in babası Batu, Blue Blues Band’in kurucularındandı. Babasının, çocukluğunda Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Beatles gibi isimlerin plaklarını çalması Batuhan’ın müziğe yönelmesinde en büyük etken olmuştu.
Gitar ve vokal konusunda güçlü bir kadro oluşturan topluluk, uzun süre aradığı davulcuyu bulamadı. Birlikte çalıştıkları müzisyenlerden en başarılısı Alen Konakoğlu oldu ve grubun canlı performanslarında büyük oranda o sahne aldı. Albüm çalışmalarına da önemli katkılar sağlayan Konakoğlu, "Belki Alışman Lazım" isimli albümle birlikte Duman kadrosundaki dördüncü isim olmayı başardı.
Duman, kısa sürede müthiş bir hayran kitlesi edinerek Türk rock müziğinin en önemli gruplarından biri oldu. Yüzlerce canlı performansta ayakta alkışlanan, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da üniversite gençliğinin ilgi odağı olan topluluk, gerek müziğinde, gerekse vokallerinde hissedilen özgün tarz ile rock icrasına yeni bir boyut kazandırdı. Modern rock tarzını ülkemizin kültürel arkaplanıyla ustaca birleştiren Duman grubu, "Eski Köprünün Altında" adlı ilk albüm çalışmasıyla hedeflediği dinleyici kitlesine ulaşma başarısını gösterdi.
Birbirinden güzel ve orijinal 10 parçayı içeren albümün listesinde sırasıyla "Köprü Altı", "Bebek", "Hatun", "Halimiz Duman", "Dağlar Bağlar", "Hayatı Yaşa", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Dönek", "İstanbul"ve "Senin Gibi" isimli çalışmalar yer alıyordu. Kayıt ve mikslerde Levent Büyük imzasının bulunduğu 1999 çıkışlı albüm, NR1 etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
Hareketli parçaların çoğunlukta olduğu, ancak "Halimiz Duman" ve "Yalnızlık Paylaşılmaz" gibi hüzünlü parçaları da barındıran çalışmayı, daha melankolik ve olgun bir yapıya sahip olan "Belki Alışman Lazım" albümü izledi. Yine NR1 etiketi taşıyan albümün yapımcılığını Murat Akad, kayıt ve mikslerini Levent Büyük üstlendi. Stüdyo 18’de kaydedilen çalışmaya Londra’da hizmet veren Heathmans Mastering şirketinden Steve Shin de katkı sağladı. Bu kez davulda dinlediğimiz isim Cengiz Baysal oldu.
"Belki Alışman Lazım", grubu tüm Türkiye’ye tanıtan albüm olarak nitelendirilebilir. Albümün raflardaki yerini aldığı 2002 yılına kadar grubun ulaştığı hayran kitlesi büyük bir başarı olarak değerlendirilse de bu albümle birlikte Türk rock müziğini özellikle takip etmeyen müzikseverler bile Duman’a sempati duymaya başladılar. Albümün en büyük sürprizi, Sezen Aksu’nun "Her Şeyi Yak" isimli unutulmaz parçasının müthiş yorumuydu.
Duygusal parçaların ağırlıkta olduğu, yer yer politik mesajların da kendisini hissettirdiği albümde sırasıyla "Bu Akşam", "Her Şeyi Yak", "Oje", "Kırmış Kalbini", "Masal", "Manası Yok", "Belki Alışman Lazım", "Bal", "Ah", "Elimdeki Saz Yeter Canıma", "Haberin Yok Ölüyorum" ve "Bu Akşam" adlı parçalar yer aldı.
Albümün depresif yapısını, şarkıların hazırlandığı 2 yıllık dönemde yaşadıkları olumsuz olaylara bağlayan grup elemanları, Türkiye’de sanatın geldiği, bir başka deyişle ’gelemediği’ noktadan da oldukça rahatsızlar. "Toplumun sanata eğilmesi için önce iç huzurunun olması gerekiyor" diyor grubun gitaristlerinden Ari... Ancak onlar ne ekonomik krizleri, ne de ülkede sanata olan ilginin yeterince olmamasını bahane edip uzaklaşmıyorlar işlerinden... Özgün tarzlarınıve kaliteli çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürüp topluma ’iyiyi’ ve ’doğruyu’ vermeye gayret ediyorlar.
2003’te çıkan "Konser" albümü de özenli çalışmalarının bir eseriydi aslında. Canlı performanslarını dinleme şansı bulamayan hayranları için konser kayıtlarını bir araya getirdiler. İlk çıkan iki albümde yer alan "Bu Akşam", "Masal", "Bebek", "İstanbul", "Senin Gibi", "Oje", "Belki Alışman Lazım", "Halimiz Duman", "Her Şeyi Yak", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Hayatı Yaşa" ve "Köprüaltı" adlı parçaların dışında "Çile Bülbülüm", bir Özdemir Erdoğan şarkısı olan "Gurbet" ve Müslüm Gürses’in seslendirdiği "Olmadı Yar" için yaptıkları cover çalışmaları da oldukça başarılıydı.
2004 yılında çıkarmış oldukları "Bu Akşam" isimli VCD/DVD'leri ile grup Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Kimsenin cesaret edemediğini onlar yaptı ve canlı performans görüntülerini hayranlarının beğenisine sundular. İzledikçe insana keyif veren o muhteşem Duman konser heyecanını tadamayan hayranları "Konser" albümünden sonra bu albümle daha büyük bir sevinç yaşadılar
2005 yılı yaz aylarında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın prodüktörü diğer albümlerde olduğu gibi Murat Akad. Albümde yer alan 12 şarkının kayıt ve mixleri de Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından yapıldı. Gruba davulda “Belki Alışman Lazım” albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal eşlik etti. Ari Barokas’ın şarkıları “Aman Aman” ve “Sayın Bayan” dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye ait.
Açılışta yer alan “Özgürlüğün Ülkesi” dünya politikasını eleştiren enerjik bir punk rock şarkısı. Muhteşem balladlar “Seni Kendime Sakladım” ve “Melek”in yanı sıra, “Sen Ben” ve “Yürekten” de Duman’ın başarılı modern rock çalışmaları. Türkçe rock müziğin en önemli grubu Duman, kendine özgü tarzını “Yanıbaşımdan”, “Sadece Koklayacaktım” ve “Rüyanda Görsen İnanma” gibi şarkılarda gösterirken, “En Güzel Günüm Gecem”i ise kendilerini konserlerde yalnız bırakmayan seyircilerine hediye ediyor..
2006 Aralık ayında Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in vatani görevlerini yerine getirme zamanı gelmişti. Grup kısa dönemde olsa bir müddet hayranlarından uzak kalmak zorundaydı. 2007 yılı şubat ayında ise grubun 4. ajanı Alen Konakoğlu (15 ay) vatani görevini yerine getirmek için ayrıldı. Mayıs ayı sonunda kısa dönem askerlikleri sona eren Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in İstanbul'a dönmesi ile davulun başına grubun hiçte yabancı olmadığı bir isim "Cengiz Baysal" geçti ve o muhteşem konserler tekrardan başladı.
Konserlerde hayranları ile özlem gideren Duman grubu yeni albüm sinyallerinide vermeye başladı. Eminiz ki çıkacak olan yeni albümde de aynı Duman tadını bulacağız ve konserlerde onlarla çoşacağız.
Bol Duman'lı günler...
Duman, 1999
Türk rock müziğinin son dönemdeki en kaliteli temsilcilerinden biri olan Duman’ın yolculuğu, 90’ların ilk yıllarında başladı. Sıradışı vokalleriyle büyük beğeni toplayan, grubun müziğine gitarıyla da katkı sağlayanKaan Tangöze, müziğe, 8 yaşında aldığı piyano dersleriyle başladı. Sonra ailesiyle birlikte yurtdışına taşınınca derslerini yarım bırakmış olsa da müziğe olan ilgisi hep onun yanında oldu. 14 yaşında rock müziğe ilgi duymaya başlayan Tangöze, ilgisini araştırmaya yöneltti ve bir gitar alıp akor öğrenerek kendi imkanlarıyla çalışmalarına başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde Türkiye’de çıkarmak istediği albümde yer alacak şarkıları hazırlayan Tangöze, o sırada Mad Madame adını taşıyan grubuyla Seattle ve Los Angeles’ta yayınlanan bazı koleksiyon albümlerinde yer aldı.
Tangöze Türkiye’ye döndüğünde o sırada Blue Blues Band ile çalışan Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas’ı gruba dahil ederek "Duman" adıyla yeni bir çıkışı müjdeledi. Mutlugil gitarda, Barokas ise bas gitarda Duman müziğinin yaratılmasına katkı sağlayacak, ayrıca geri vokallerle de Tangöze’ye eşlik edeceklerdi. Batuhan Mutlugil’in babası Batu, Blue Blues Band’in kurucularındandı. Babasının, çocukluğunda Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Beatles gibi isimlerin plaklarını çalması Batuhan’ın müziğe yönelmesinde en büyük etken olmuştu.
Gitar ve vokal konusunda güçlü bir kadro oluşturan topluluk, uzun süre aradığı davulcuyu bulamadı. Birlikte çalıştıkları müzisyenlerden en başarılısı Alen Konakoğlu oldu ve grubun canlı performanslarında büyük oranda o sahne aldı. Albüm çalışmalarına da önemli katkılar sağlayan Konakoğlu, "Belki Alışman Lazım" isimli albümle birlikte Duman kadrosundaki dördüncü isim olmayı başardı.
Duman, kısa sürede müthiş bir hayran kitlesi edinerek Türk rock müziğinin en önemli gruplarından biri oldu. Yüzlerce canlı performansta ayakta alkışlanan, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da üniversite gençliğinin ilgi odağı olan topluluk, gerek müziğinde, gerekse vokallerinde hissedilen özgün tarz ile rock icrasına yeni bir boyut kazandırdı. Modern rock tarzını ülkemizin kültürel arkaplanıyla ustaca birleştiren Duman grubu, "Eski Köprünün Altında" adlı ilk albüm çalışmasıyla hedeflediği dinleyici kitlesine ulaşma başarısını gösterdi.
Birbirinden güzel ve orijinal 10 parçayı içeren albümün listesinde sırasıyla "Köprü Altı", "Bebek", "Hatun", "Halimiz Duman", "Dağlar Bağlar", "Hayatı Yaşa", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Dönek", "İstanbul"ve "Senin Gibi" isimli çalışmalar yer alıyordu. Kayıt ve mikslerde Levent Büyük imzasının bulunduğu 1999 çıkışlı albüm, NR1 etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
Hareketli parçaların çoğunlukta olduğu, ancak "Halimiz Duman" ve "Yalnızlık Paylaşılmaz" gibi hüzünlü parçaları da barındıran çalışmayı, daha melankolik ve olgun bir yapıya sahip olan "Belki Alışman Lazım" albümü izledi. Yine NR1 etiketi taşıyan albümün yapımcılığını Murat Akad, kayıt ve mikslerini Levent Büyük üstlendi. Stüdyo 18’de kaydedilen çalışmaya Londra’da hizmet veren Heathmans Mastering şirketinden Steve Shin de katkı sağladı. Bu kez davulda dinlediğimiz isim Cengiz Baysal oldu.
"Belki Alışman Lazım", grubu tüm Türkiye’ye tanıtan albüm olarak nitelendirilebilir. Albümün raflardaki yerini aldığı 2002 yılına kadar grubun ulaştığı hayran kitlesi büyük bir başarı olarak değerlendirilse de bu albümle birlikte Türk rock müziğini özellikle takip etmeyen müzikseverler bile Duman’a sempati duymaya başladılar. Albümün en büyük sürprizi, Sezen Aksu’nun "Her Şeyi Yak" isimli unutulmaz parçasının müthiş yorumuydu.
Duygusal parçaların ağırlıkta olduğu, yer yer politik mesajların da kendisini hissettirdiği albümde sırasıyla "Bu Akşam", "Her Şeyi Yak", "Oje", "Kırmış Kalbini", "Masal", "Manası Yok", "Belki Alışman Lazım", "Bal", "Ah", "Elimdeki Saz Yeter Canıma", "Haberin Yok Ölüyorum" ve "Bu Akşam" adlı parçalar yer aldı.
Albümün depresif yapısını, şarkıların hazırlandığı 2 yıllık dönemde yaşadıkları olumsuz olaylara bağlayan grup elemanları, Türkiye’de sanatın geldiği, bir başka deyişle ’gelemediği’ noktadan da oldukça rahatsızlar. "Toplumun sanata eğilmesi için önce iç huzurunun olması gerekiyor" diyor grubun gitaristlerinden Ari... Ancak onlar ne ekonomik krizleri, ne de ülkede sanata olan ilginin yeterince olmamasını bahane edip uzaklaşmıyorlar işlerinden... Özgün tarzlarınıve kaliteli çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürüp topluma ’iyiyi’ ve ’doğruyu’ vermeye gayret ediyorlar.
2003’te çıkan "Konser" albümü de özenli çalışmalarının bir eseriydi aslında. Canlı performanslarını dinleme şansı bulamayan hayranları için konser kayıtlarını bir araya getirdiler. İlk çıkan iki albümde yer alan "Bu Akşam", "Masal", "Bebek", "İstanbul", "Senin Gibi", "Oje", "Belki Alışman Lazım", "Halimiz Duman", "Her Şeyi Yak", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Hayatı Yaşa" ve "Köprüaltı" adlı parçaların dışında "Çile Bülbülüm", bir Özdemir Erdoğan şarkısı olan "Gurbet" ve Müslüm Gürses’in seslendirdiği "Olmadı Yar" için yaptıkları cover çalışmaları da oldukça başarılıydı.
2004 yılında çıkarmış oldukları "Bu Akşam" isimli VCD/DVD'leri ile grup Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Kimsenin cesaret edemediğini onlar yaptı ve canlı performans görüntülerini hayranlarının beğenisine sundular. İzledikçe insana keyif veren o muhteşem Duman konser heyecanını tadamayan hayranları "Konser" albümünden sonra bu albümle daha büyük bir sevinç yaşadılar
2005 yılı yaz aylarında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın prodüktörü diğer albümlerde olduğu gibi Murat Akad. Albümde yer alan 12 şarkının kayıt ve mixleri de Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından yapıldı. Gruba davulda “Belki Alışman Lazım” albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal eşlik etti. Ari Barokas’ın şarkıları “Aman Aman” ve “Sayın Bayan” dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye ait.
Açılışta yer alan “Özgürlüğün Ülkesi” dünya politikasını eleştiren enerjik bir punk rock şarkısı. Muhteşem balladlar “Seni Kendime Sakladım” ve “Melek”in yanı sıra, “Sen Ben” ve “Yürekten” de Duman’ın başarılı modern rock çalışmaları. Türkçe rock müziğin en önemli grubu Duman, kendine özgü tarzını “Yanıbaşımdan”, “Sadece Koklayacaktım” ve “Rüyanda Görsen İnanma” gibi şarkılarda gösterirken, “En Güzel Günüm Gecem”i ise kendilerini konserlerde yalnız bırakmayan seyircilerine hediye ediyor..
2006 Aralık ayında Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in vatani görevlerini yerine getirme zamanı gelmişti. Grup kısa dönemde olsa bir müddet hayranlarından uzak kalmak zorundaydı. 2007 yılı şubat ayında ise grubun 4. ajanı Alen Konakoğlu (15 ay) vatani görevini yerine getirmek için ayrıldı. Mayıs ayı sonunda kısa dönem askerlikleri sona eren Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in İstanbul'a dönmesi ile davulun başına grubun hiçte yabancı olmadığı bir isim "Cengiz Baysal" geçti ve o muhteşem konserler tekrardan başladı.
Konserlerde hayranları ile özlem gideren Duman grubu yeni albüm sinyallerinide vermeye başladı. Eminiz ki çıkacak olan yeni albümde de aynı Duman tadını bulacağız ve konserlerde onlarla çoşacağız.
Bol Duman'lı günler...
NighTmaRe-
Mesaj Sayısı : 158
Nerden : Kırşehir
Lakap : a.k.a RapincooL
Kayıt tarihi : 26/10/08
NighTmaRe-
Mesaj Sayısı : 158
Nerden : Kırşehir
Lakap : a.k.a RapincooL
Kayıt tarihi : 26/10/08
Geri: Duman
"COSMOPOLİTAN DERGİSİ RÖPORTAJI!"
Rock piyasasında kendine özgü tarzıyla tanıdığımız Duman, iki buçuk yıllık aradan sonra üçüncü albümleri "Seni Kendime Sakladım"ı piyasaya çıkardı. Albümün ilk şarkısı 'Özgürlüğün Ülkesi' bir Amerika eleştirisi olmakla beraber, diğer parçalar klasik Duman şarkıları...
İkinci albümle bu yeni albüm arası bayağı uzun sürdü. "Seni Kendime Sakladım" için niye bu kadar beklediniz?
KAAN: Birinci albümle ikinci albümün arası daha da uzundu. Bizim için yeni bir şey değil aslında. Çok konser oluyor, konsantre olup, toplanıp, bir araya gelip stüdyoya girmek bir şekilde uzuyor. Albümün parçalarının oluşması, öyle fabrikasyon gibi çıkmıyor. Parçalar ortaya çıktıkça birikiyor ve sonrasında içinden
seçip albüme koymaya karar veriyoruz. Parçalar evde, kendi halimizdeyken oluşuyor, bunların arasından kulağımıza hoş gelenleri stüdyoda aranje ediyoruz, sözler yazılıyor ve böylelikle de albüm hazırlanmış oluyor. Albüm çıkartmak için parça yapmaya girişmiyoruz ama albüm için stüdyoya girince bir anda yeni yeni şeyler de çıkıyor tabii ki.
Kendinize 'Biz iki senede bir albüm çıkartmalıyız' gibi bir zaman aralığı koyuyor musunuz?
ARİ:Bizim standrt anlaşmamız aslında her sene bir albüm yapmak üzerineydi ama bizim prodüktörümüz, çalıştığımız şirket bizi zorlamıyorlar, "Ne zaman istiyorsanız yapın" diyorlar. Zaten bu bir süreç. Şarkıların oluşması, kendini bulması, bizim onları prova etmemiz belli bir zaman alıyor. Tamam "Hadi hazırlanalım, sıkılaştıralım tempoyu" derken de bir yıl geçmiş oluyor. Bir yıl da hazırlanıyorsunuz, kayıtlar falan derken albümün çıkması iki yılı buluyor.
BATUHAN: Çok isterseniz altı ayda bir de albüm çıkartılabilir ancak bizim böyle bir şey için açıkçası vaktimiz yok. Çok fazla konser veriyoruz.
Yeni albümü hazırlarken bir öncekinden kötü olursa, ya onun kadar tutmazsa gibi endişeleriniz oldu mu?
KAAN: Parçaları yapıyoruz, kayıttan sonra içimize sinmezse zaten albüme koymuyoruz. O yüzden çalışırken parça parça ilerliyoruz. Açıkçası çok fazla piyasayı, "Tutmazsa ne olur'u, düşünmüyoruz, ticari başarısı bizi pek bağlamıyor. Bizim için besteler önemli, onları en iyi şekilde dinleyiciye ulaştırmak amaç. Hiçbir zaman öyle bir
baskı altında hissetmiyoruz kendimizi.
Ticari olarak düşünmüyoruz diyorsunuz. Anladığım kadarıyla siz konserlerle daha mutlu olan insanlarsınız...
KAAN:Albüm bunun meyvesi işte. Albüm olmazsa seyirci konserde gelip ne paylaşacak bizimle. Bu yüzden albüm işin güzel bir kısmı ama çalmak önemli, konser bizim en keyif aldığımız şey
Üçünüz de farklı konularda eğitim almanıza rağmen profesyonel olarak müzikle uğraşmaya nasıl karar verdiniz?
BATUHAN: Eğitim konusu "altın bilezik". Ailelerimizi mutlu etmek için okuduk açıkçası. Bize kalsa hiç okumazdık da belki. Müzik okurduk seve seve. Ama fırsat olmadı. Ari, mesela, okudu
ARİ: Biraz gittim ama tamamına erdiremedim ben de. İki sene konservatuvara devam ettim. İşletme okurken, bir yandan da yarı zamanlı olarak konservatuvara gidiyordum. İkisi bir arada yürümedi. Geç kalınmış bir durumdu, çok genç yaşta okul olayına girmek gerekiyor müzikte
BATUHAN: Biz kendimiz bir hedef belirleyerek ve onun üstünden çalışarak aslında okul kısmını hallettik gibi.
Müzik dinlemenin sizin yaratıcılığınızı etkilediğini söyleyebilir misiniz?
KAAN: Kesinlikle. İşin yüzde ellisi dinlemektir. Yapmışlar çok güzel işler, bunları görüp de onlardan etkilenmemek kün değil. Biz de taklit ederek başladık itiraf etmek gerekirse. Cover yapıyorduk hepimiz barlarda.
Yeni albümünüz "Seni Kendime Sakladım"a dönersek, ilk şarkı 'Özgürlüğün Ülkesi' bence politik bir
şarkı. Önceki albümlerde de böyle parçalar vardı. Her albüme politik bir şarkıyı özellikle mi koyuyorsunuz?
KAAN: İlk albümde 'Dönek', ikinci de 'Masal' ve 'Manası Yok' dediğiniz gibi politik şarkılardı. Açıkçası özellikle politik bir şarkı olsun diye değil, içimizden geldiği gibi yaptık bu şarkıları. Konular, müziği yazarken kafada beliriyor. Politika da şu an günümüzde olan bir olay. Nasıl aşk, sevgi varsa isyan da var. Sonuçta insanız hepimiz, etrafımızda, dünyada olup bitenden etkileniyoruz
Yeni albümün müzikal olarak öncekilerden bir farkı var mı?
KAAN: Dinleyici olarak siz söyleyeceksiniz onu. Çünkü biz aynı formülü uyguladık; gitar, davul, bas. Aranjmanlarda ufak değişiklikler olabilir, ötesinde de besteler dışında farklı bir şey yok herhalde.
Besteleri nasıl bir ruh haliyle yapıyorsunuz?
ARİ: Ruh halinize göre değişiyor. Akşam elinize gitarı aldığınız zaman nasıl bir havadaysanız, o havada çıkıyor parçalar da. Güzel bir melodi yakaladığınıza inanıyorsanız, onun üstüne giderek beste haline getiriyorsunuz. Gerginsen, daha sert şeyler yapıyorsun doğal olarak.
Şarkılardan iki tanesi Ari'nin. Bu şarkılar nasıl dahil oldu albüme?
ARİ: Daha önceki albümlerde çoğunlukla Kaan'ın parçaları vardı. Batuhan'la Kaan'ın beraber yaptıkları, sadece Batuhan'ın yaptığı şarkılar vardı. Bunda da iki tane benim katkım olsun istedim. Herkes ne yapıyorsa ortaya döküyor. Güzel olacağına inanacağımız şeylerin üstüne gidiyoruz, çalışıyoruz.
Konser kayıtlarından hazırlanan albümleriniz de var.
Stüdyoda da konser kayıtlarındaki performansı yakalayabiliyor musunuz?
KAAN: İkisinin de ayrı tatları var. Konser albümünün enerjisi, o vahşi havası tabii ki başka. Biri daha kontrollü, biri daha seyircilerle iç içe ve enerjik. Farklı tatlar diyebiliriz. Kimisi stüdyo albümünü seviyor, konser albümüne tahammül edemiyor, çok sert geliyor. Bazıları da konseri seviyor, stüdyo albümünü çok yumuşak buluyor. Bize göre ikisi de farklı tatlar. Herhalde konser albümü yapmaya devam ederiz çünkü konser albümü yapmak zor bir şey değil. Konseri kaydediyorsunuz, iş bitiyor.
BATUHAN: Bizim için stüdyoda yapmaktan çok daha kolay. Sadece çalmaya konsantre oluyoruz, kaydı bir ekip var, onlar hallediyorlar. Halbuki stüdyoda biz de kaydın içindeyiz mecburen. Aslında stüdyoda da çok farklı değil. Biz yine canlı çalıyoruz, hepimiz aynı anda her şeyi kaydediyoruz. Canlı konserdeki performansı biraz daha kontrollü bir biçimde kasede yansıtmaya çalışıyoruz.
Yurt dışında bir şeyler yapmak istiyor musunuz? İngilizce albüm, konserler gibi...
KAAN: Almanya'da iki konser verdik ama tabii onlar yurt dışına açılmak sayılmaz. Açılmak, ingilizce ya da enstrümental bir albüm yapmaktan geçiyor. Amerika, İngiltere gibi bir pazara girecekseniz, insanların anlaması için enternasyonal bir dil olan İngilizce'yle anlatmak gerekiyor. Rock bir anlatım, bir söylemdir, sözler çok önemlidir.
Türkiye'de kendinize bir rakip görüyor musunuz?
BATUHAN: Biz yarış içerisinde değiliz, zaten müzik de bir yarış değil. Bizi seven başkasını da sever, başkasını seven bizi de sever. Bu bir spor karşılaşması, taraftar olmak gibi bir şey değil
Son soru! Sizinle röportaj yapmak zordur gibi bir imaj var. Bunu siz mi yarattınız, yoksa gerçekten zor musunuz?
KAAN: Albümleri hiç dinlemeden, bizim hakkımızda en ufak bir fikre sahip olmadan gelenler oluyordu. Burçlardan ve havadan, sudan muhabbetler yapılınca biz de geriliyoruz.
BATUHAN: Bir de, çok üst üste röportajlar yapınca da hep aynı şeyleri anlatmaktan sıkılıyoruz.
HaLimiZ duMan ..
Rock piyasasında kendine özgü tarzıyla tanıdığımız Duman, iki buçuk yıllık aradan sonra üçüncü albümleri "Seni Kendime Sakladım"ı piyasaya çıkardı. Albümün ilk şarkısı 'Özgürlüğün Ülkesi' bir Amerika eleştirisi olmakla beraber, diğer parçalar klasik Duman şarkıları...
İkinci albümle bu yeni albüm arası bayağı uzun sürdü. "Seni Kendime Sakladım" için niye bu kadar beklediniz?
KAAN: Birinci albümle ikinci albümün arası daha da uzundu. Bizim için yeni bir şey değil aslında. Çok konser oluyor, konsantre olup, toplanıp, bir araya gelip stüdyoya girmek bir şekilde uzuyor. Albümün parçalarının oluşması, öyle fabrikasyon gibi çıkmıyor. Parçalar ortaya çıktıkça birikiyor ve sonrasında içinden
seçip albüme koymaya karar veriyoruz. Parçalar evde, kendi halimizdeyken oluşuyor, bunların arasından kulağımıza hoş gelenleri stüdyoda aranje ediyoruz, sözler yazılıyor ve böylelikle de albüm hazırlanmış oluyor. Albüm çıkartmak için parça yapmaya girişmiyoruz ama albüm için stüdyoya girince bir anda yeni yeni şeyler de çıkıyor tabii ki.
Kendinize 'Biz iki senede bir albüm çıkartmalıyız' gibi bir zaman aralığı koyuyor musunuz?
ARİ:Bizim standrt anlaşmamız aslında her sene bir albüm yapmak üzerineydi ama bizim prodüktörümüz, çalıştığımız şirket bizi zorlamıyorlar, "Ne zaman istiyorsanız yapın" diyorlar. Zaten bu bir süreç. Şarkıların oluşması, kendini bulması, bizim onları prova etmemiz belli bir zaman alıyor. Tamam "Hadi hazırlanalım, sıkılaştıralım tempoyu" derken de bir yıl geçmiş oluyor. Bir yıl da hazırlanıyorsunuz, kayıtlar falan derken albümün çıkması iki yılı buluyor.
BATUHAN: Çok isterseniz altı ayda bir de albüm çıkartılabilir ancak bizim böyle bir şey için açıkçası vaktimiz yok. Çok fazla konser veriyoruz.
Yeni albümü hazırlarken bir öncekinden kötü olursa, ya onun kadar tutmazsa gibi endişeleriniz oldu mu?
KAAN: Parçaları yapıyoruz, kayıttan sonra içimize sinmezse zaten albüme koymuyoruz. O yüzden çalışırken parça parça ilerliyoruz. Açıkçası çok fazla piyasayı, "Tutmazsa ne olur'u, düşünmüyoruz, ticari başarısı bizi pek bağlamıyor. Bizim için besteler önemli, onları en iyi şekilde dinleyiciye ulaştırmak amaç. Hiçbir zaman öyle bir
baskı altında hissetmiyoruz kendimizi.
Ticari olarak düşünmüyoruz diyorsunuz. Anladığım kadarıyla siz konserlerle daha mutlu olan insanlarsınız...
KAAN:Albüm bunun meyvesi işte. Albüm olmazsa seyirci konserde gelip ne paylaşacak bizimle. Bu yüzden albüm işin güzel bir kısmı ama çalmak önemli, konser bizim en keyif aldığımız şey
Üçünüz de farklı konularda eğitim almanıza rağmen profesyonel olarak müzikle uğraşmaya nasıl karar verdiniz?
BATUHAN: Eğitim konusu "altın bilezik". Ailelerimizi mutlu etmek için okuduk açıkçası. Bize kalsa hiç okumazdık da belki. Müzik okurduk seve seve. Ama fırsat olmadı. Ari, mesela, okudu
ARİ: Biraz gittim ama tamamına erdiremedim ben de. İki sene konservatuvara devam ettim. İşletme okurken, bir yandan da yarı zamanlı olarak konservatuvara gidiyordum. İkisi bir arada yürümedi. Geç kalınmış bir durumdu, çok genç yaşta okul olayına girmek gerekiyor müzikte
BATUHAN: Biz kendimiz bir hedef belirleyerek ve onun üstünden çalışarak aslında okul kısmını hallettik gibi.
Müzik dinlemenin sizin yaratıcılığınızı etkilediğini söyleyebilir misiniz?
KAAN: Kesinlikle. İşin yüzde ellisi dinlemektir. Yapmışlar çok güzel işler, bunları görüp de onlardan etkilenmemek kün değil. Biz de taklit ederek başladık itiraf etmek gerekirse. Cover yapıyorduk hepimiz barlarda.
Yeni albümünüz "Seni Kendime Sakladım"a dönersek, ilk şarkı 'Özgürlüğün Ülkesi' bence politik bir
şarkı. Önceki albümlerde de böyle parçalar vardı. Her albüme politik bir şarkıyı özellikle mi koyuyorsunuz?
KAAN: İlk albümde 'Dönek', ikinci de 'Masal' ve 'Manası Yok' dediğiniz gibi politik şarkılardı. Açıkçası özellikle politik bir şarkı olsun diye değil, içimizden geldiği gibi yaptık bu şarkıları. Konular, müziği yazarken kafada beliriyor. Politika da şu an günümüzde olan bir olay. Nasıl aşk, sevgi varsa isyan da var. Sonuçta insanız hepimiz, etrafımızda, dünyada olup bitenden etkileniyoruz
Yeni albümün müzikal olarak öncekilerden bir farkı var mı?
KAAN: Dinleyici olarak siz söyleyeceksiniz onu. Çünkü biz aynı formülü uyguladık; gitar, davul, bas. Aranjmanlarda ufak değişiklikler olabilir, ötesinde de besteler dışında farklı bir şey yok herhalde.
Besteleri nasıl bir ruh haliyle yapıyorsunuz?
ARİ: Ruh halinize göre değişiyor. Akşam elinize gitarı aldığınız zaman nasıl bir havadaysanız, o havada çıkıyor parçalar da. Güzel bir melodi yakaladığınıza inanıyorsanız, onun üstüne giderek beste haline getiriyorsunuz. Gerginsen, daha sert şeyler yapıyorsun doğal olarak.
Şarkılardan iki tanesi Ari'nin. Bu şarkılar nasıl dahil oldu albüme?
ARİ: Daha önceki albümlerde çoğunlukla Kaan'ın parçaları vardı. Batuhan'la Kaan'ın beraber yaptıkları, sadece Batuhan'ın yaptığı şarkılar vardı. Bunda da iki tane benim katkım olsun istedim. Herkes ne yapıyorsa ortaya döküyor. Güzel olacağına inanacağımız şeylerin üstüne gidiyoruz, çalışıyoruz.
Konser kayıtlarından hazırlanan albümleriniz de var.
Stüdyoda da konser kayıtlarındaki performansı yakalayabiliyor musunuz?
KAAN: İkisinin de ayrı tatları var. Konser albümünün enerjisi, o vahşi havası tabii ki başka. Biri daha kontrollü, biri daha seyircilerle iç içe ve enerjik. Farklı tatlar diyebiliriz. Kimisi stüdyo albümünü seviyor, konser albümüne tahammül edemiyor, çok sert geliyor. Bazıları da konseri seviyor, stüdyo albümünü çok yumuşak buluyor. Bize göre ikisi de farklı tatlar. Herhalde konser albümü yapmaya devam ederiz çünkü konser albümü yapmak zor bir şey değil. Konseri kaydediyorsunuz, iş bitiyor.
BATUHAN: Bizim için stüdyoda yapmaktan çok daha kolay. Sadece çalmaya konsantre oluyoruz, kaydı bir ekip var, onlar hallediyorlar. Halbuki stüdyoda biz de kaydın içindeyiz mecburen. Aslında stüdyoda da çok farklı değil. Biz yine canlı çalıyoruz, hepimiz aynı anda her şeyi kaydediyoruz. Canlı konserdeki performansı biraz daha kontrollü bir biçimde kasede yansıtmaya çalışıyoruz.
Yurt dışında bir şeyler yapmak istiyor musunuz? İngilizce albüm, konserler gibi...
KAAN: Almanya'da iki konser verdik ama tabii onlar yurt dışına açılmak sayılmaz. Açılmak, ingilizce ya da enstrümental bir albüm yapmaktan geçiyor. Amerika, İngiltere gibi bir pazara girecekseniz, insanların anlaması için enternasyonal bir dil olan İngilizce'yle anlatmak gerekiyor. Rock bir anlatım, bir söylemdir, sözler çok önemlidir.
Türkiye'de kendinize bir rakip görüyor musunuz?
BATUHAN: Biz yarış içerisinde değiliz, zaten müzik de bir yarış değil. Bizi seven başkasını da sever, başkasını seven bizi de sever. Bu bir spor karşılaşması, taraftar olmak gibi bir şey değil
Son soru! Sizinle röportaj yapmak zordur gibi bir imaj var. Bunu siz mi yarattınız, yoksa gerçekten zor musunuz?
KAAN: Albümleri hiç dinlemeden, bizim hakkımızda en ufak bir fikre sahip olmadan gelenler oluyordu. Burçlardan ve havadan, sudan muhabbetler yapılınca biz de geriliyoruz.
BATUHAN: Bir de, çok üst üste röportajlar yapınca da hep aynı şeyleri anlatmaktan sıkılıyoruz.
HaLimiZ duMan ..
NighTmaRe-
Mesaj Sayısı : 158
Nerden : Kırşehir
Lakap : a.k.a RapincooL
Kayıt tarihi : 26/10/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz